Soluk aldığımız hava bozdu, sağanak ve dik başlı
Yağmur altında koşarken, şehrin saçak altları bezgin,
Zoraki bir ışık tutuşturmuş biri elime,
Sağa sola savrulurken karıştı birbirine ışık, gölge
Ağır çekim sevinçlerden,
Hüznün hızlı trenlerine bindi hayat
Açılan kapılardan akan hayallerden geçti yalınayak,
Gerçeklerin gri betonuna kaldırdı başını
Çekip gitme vakti gelmişti daha ne olduğunu anlamadan
İlk hali gibiydi giderken, bir öpücük gönderdi,
Yıldızları hala sadıktı gökyüzüne
Bazı şeyler öylece bilinirdi,
Her ruh karanlığa bir anlık çare.
Korkutuyor merakın geleceğe açılmış gözleri
Bitiyor diye bağırıyor karanlığın içine telaşla
Arkasından bakıyor özlediklerim ve vazgeçtiklerim
Ah hem unutsalardı beni, hem de tanısalardı ilk bakışta...