28 Mart 2014 Cuma

ÖLÜM SON SÖZÜDÜR HAYAT YANILGISININ

Bir yoklukken, onca varlık içinde 
Artık bir varlıktım onca yokluk içinde...

Bekliyorum...Birden nasıl da dibe vurdum diye düşünerek.
Bir odanın içinde gözlerim
Köşede bulduğum siyah beyaz çocukluğuma bakıp, 
Herkese bir gün yaşamak isterim diye anlatıp durduğum
Hiç yaşamadığım o avlusu gölgeli ağaç yüzlü evlerin birinde,
Hiç hissetmediğim kadar mutlu hissetmiştim...
Giderek ağırlaşan adımlarla anıların eski sokaklarına uzanmış, 
Hiç bitmeyecek ve hiç gitmeyecek sandığım ne varsa
Hepsinin bittiği ve herkesin gittiği hikayenin adını bulmuştum...
Başından beri kendini yaşamakla kandırmaktı; ölüm
Ölüm. Ölüm işte!
İşte bu kadardı...

Her nefes biraz suçlu gibi alınır artık kalanlarca, biraz pişman gibi, 
Gülmeyi bekleyene umut vermez gözler, uzaklaşır, biraz kaçar gibi,
Güneş aşıklar için oyalanmaz artık uzak ufukta, batması artık biraz solar gibi...
Düpedüz aşağılık bir niyetin çağrısıyla gelmemişse başa
Düpedüz bilinmez olmanın verdiği güçle gelecektir mutlaka...
Mutlaka gelecektir bir gün
Mutlaka gelecektir ölüm...

Her gün yeniden tanışıp, her gece yeniden vedalaştığım, her harfine yenik düşe düşe adını tekrarladığım, dönüşü olmayan o gitmek işte, 
Gitmelerin en zor ve en yalnız hali...
Sanırım, gördüğümü anladığım kadar
Gitmelerden geriye kalan yavaş yavaş parçalanan ruhlar, yavaş yavaş bütünleştiğinde, kimsenin yeri kimseyle dolmamıştır. 
Olan sadece biraz hayatla yamamaktır boşluğu...
Biraz kafa dağınıklığı, biraz anı kırığı, biraz başkaları, biraz olma olasılığı, biraz olgunluk ümidi, biraz dua, biraz aklın yolu...
Her acı nöbetinde yeni bir oyuncak balyasını çözüp yaşama katmak...
Çabuk alışıyor insan acının alışkanlığına ilk zamanlar
Güneş gibi yaklaştıkça ısıtıyor mu yakıyor mu, farketmiyor acının rüzgarı varken.

İnsan olmak, istisna olamamaktır. 
En çaresiz anı, ölme anı, insan olmaya en çok yaklaştığı andır
Uzak zamanın elinde bir kuru çiçek gibi kalır yaşam,
Geçmiş öyle ağır çeker ki, iki adımda tükenir kim olsa, taşımaktan.
Ne çok korkmakmış bu, yollar boyunca yürürken yaşanmadık yer, basmadık yer bırakmaktan
İnsan olmak, istisna olamamaktır. 
Ölüm, sen gelene kadar yoksunduk biz yoksunluktan...











elli bir yılın hikâyesi

Bernard Shaw, yaşını açıkça söyleyen bir kadından korkulması gerektiğini; çünkü bunu açıklayan bir kadının her şeyi açıklayabileceğini söyle...