31 Mart 2017 Cuma

MERİH KARAASLAN

Bu şiiri sanki yüz yıl önce yazmışım gibi. 2002'de taze mimarlık diplomalı bir mimar adayı iken yanında çalışmayı hayal ettiğim tek mimar da Ankara'daki bürosunda bir saldırı sonucu öldürülmüştü. Bir süre hevesim kırık, meslek sevgim azalmış olarak yaşadım. Sonra bir çok şehirde bir çok işte çalıştım. Bu işlerin bazılarında onun yanında çalışmış insanlarla da çalıştım. Birlikte yad ettik anılarını. Geçen zaman içinde kalbimde onun mimarlığından eser kalmadı. Her şey çok hızlı değişiyor hepimiz için. 15 yıl önce İzmir Mimarlar Odası'nın bülteninde yayımlanmış olan ve yıllar sonra internetten bulduğum bu şiir çıktısını saklamıştım. Artık internette de yok.
Biraz daha yıllar sonra bir arkadaşımın hatırlatmasıyla tekrar aradım ve bir defterimin arasında buldum. Fakat artık ne bu şiirin formuna ne de içindeki mimarlığa yakınım.

Dönüşüp duruyoruz bir şeylere. Kendimizden çıkıp çıkıp başka biri oluyoruz durmadan...

ZİRVE BEKLER KALDI...

Merih Karaaslan'ın Ankara Or-An'daki Terasevleri. Popüler yılları geride kalmış, çevresindeki yeni yapılaşma rüzgarıyla sessizleşmiş halde...
Fotoğraf: Serap Güler 31.03.2017
Çalıştığım şantiyedeki yüksek katlı yapının çatısından.












elli bir yılın hikâyesi

Bernard Shaw, yaşını açıkça söyleyen bir kadından korkulması gerektiğini; çünkü bunu açıklayan bir kadının her şeyi açıklayabileceğini söyle...