17 Ekim 2013 Perşembe

AŞK'A



Üzerimizde davetkâr bir gece,
İçimde beni değiştiren o müzik
Fark etmiyorum ağladığımı,
Fark etmiyor zaten, ağlamakla gülmek,
Burası delilik ile açıklanabilen bir dünya.
Yarım duyup, yarım görerek atlatılabilen bir rüya.

Dalıp gidiyorum bir geçmişin ardından
Bilmediğim şehrin bilmediğim aralıklarında
Yine bir çocuk kaybolmuş dar sokaklarında
Kayboldukça büyüyor her çocuk, kaybettikçe her şehir,
Sesler tanıdık duygular düşürmüyor peşime
Kaçmayı bile beceremiyorum, belki merak, belki inat
Bağlayamıyorum iplerimi, bir aşinalık çıkartmıyor hayat.
"Aşk budur işte!" diye, bağıra bağıra
Pullarını pazarlıyor, acemi gezginlere
Mutlu resimler veriyor yalandan
Kandırdıkça sevilip, sevildikçe acıtıyor.
Bir sevişmeye satılıyor aşk...



3 Ekim 2013 Perşembe

ALACAĞIN OLSUN İNSAN! BİR KERE ŞAŞIRTMADIN BENİ!




Düşlerden uyanırsın, iğnelerden bir yatak
Ağzında tadı kalmış eski bir aşkı yutkunarak,
Çok geçmiş önceden, tutkuyla yaşamış,
Çok gelecek sonraya, yeniden başlamış olabilirsin,
Ama şimdide cezan ağır; ‘Seçimler yapmak’!
Kendini kandırmak için daha çok sözcük bulmak
Bir an durup acırken kendine, bir an yara izlerini unutmak

Alacağın olsun insan! Bir kere şaşırtmadın beni!
Hikayenin ortasında takdir edilesi bir çaba,
ama yazık ki, sonu o  bildik yağmura yakalanma
Tatmin bekleyen bedenler, aklın ağzını oyalarken,
İçindeki köşelerde hep bir ‘görünmeme’ beklentisi,
Tanrılara benzediğini söylüyordu hala aynaların,
Ben kapıdan çıkarken, arkamdan sinsi sinsi.

Konup konup kalkıyor umudum, yorgun
Kalpte o büyük yaraya bakıp beni çağırıyor
En sevdiklerim listesinde en üst sıra.
Duyamıyorum, acının sesine karışıyor sesleri
O kadar kırılmışım ki, parçalarımın çoğu çoktandır kayıp,
Her gün çoğalırken şehir gözümün önünde
Kaç sahipsiz şiir atıldı kim bilir sokağa…

elli bir yılın hikâyesi

Bernard Shaw, yaşını açıkça söyleyen bir kadından korkulması gerektiğini; çünkü bunu açıklayan bir kadının her şeyi açıklayabileceğini söyle...